Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamındaki kanun hükmünde kararnameyle (KHK) görevden ihraç edilen Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi sosyoloji bölümünden Doç. Dr. Mustafa Kemal Coşkun, işe iade edildi. Üniversite yönetiminin kendisine oda vermemesi üzerine masasını fakülte bahçesine kuran Coşkun, öğrencilerini bekliyor.
Evrensel'den Damla Kırmızıtaş'ın haberine göre, üniversite yönetimlerinin ‘Mahkemelerden yürütmeyi durdurma kararı çıkar’ düşüncesiyle işe iade edilen akademisyenlere ilişkin süreçleri ağır işlettiğini dile getiren Coşkun, “Sonuçta işe iade edilen hocalar aynı haklarıyla geri dönmüş oluyorlar. Halihazırda akademisyenlere hangi haklar sağlanıyorsa bütün bunlar bize de sağlanmalı. Sadece oda için söylemiyorum bunları. Birçok sorunla dönmüş bulunuyoruz. Burada kötü niyet var” dedi. Haftada birkaç sefer okula gidip bahçeye kurduğu masada oturduğunu söyleyen Coşkun, üniversiteler daha açılmadığı için öğrencilerin olmadığını, şimdilik çay içerek, bir şeyler okuyarak zaman geçirdiğini ifade etti.
'MUHTEMELEN BANA DA İSTİNAFTAN RET KARARI ÇIKACAK'
İşe iade edilmeden önce yaşadıkları zorlukları anlatan Coşkun “Bu süreçte hem para kazanmamız hem de akademik çalışmalarımıza devam etmemiz gerekiyordu. Ne yazık ki bu süreç akademik çalışmalarımı yavaşlattı. Bunun ötesinde iş bulamadıkları için Mehmet Fatih Tıraş gibi intihar eden akademisyenler oldu. Çoğu meslektaşımız hâlâ üniversitelerine dönemedi. İdare mahkemelerinin kararlarında da iadeden çok ret kararları var. Muhtemelen bana da istinaftan ret kararı çıkacak. Mahkemeler de çok çelişkili kararlar veriyorlar. Çünkü bu siyasi olarak kullanılıyor” diye konuştu.
Eğitim Sen Ankara 5 No’lu Üniversiteler Şubesi Başkanı Mutlu Arslan, üniversite yönetimlerinin ve YÖK’ün ihraç edilen akademisyenlerin işe iadesi konusunda, mahkeme kararlarını uygulamamak ve geciktirmek için elinden gelen her yolu denediğini söyledi. Mahkeme kararıyla göreve başlayan akademisyenlerin, maaşlarının geciktirilmesi, geriye dönük alacaklarının eksik hesaplanması, oda ve ders verilmemesi gibi sorunlarla karşı karşıya bırakıldığını anlatan Arslan, “Uzun yıllar çok ciddi hukuksuzlukla yüz yüze kalan hocalarımızın yaşadıkları haksızlıkların ve kaybettikleri zamanın telafi edilmesi gerekirken mobbing olarak tanımlanabilecek uygulamalarla karşı karşıya kalmaları kabul edilebilir değil” dedi. Akademisyenlerin maruz kaldığı tüm bu durumları kayıt altına aldıklarını belirten Arslan “Bunların sorumluları hakkında yasal girişimlerde bulunacağız. Hocalarımıza bunları yaşatanlar hem hukuk hem de toplum vicdanı önünde hesap verecekler. Üniversitelerdeki karar vericileri bu utancın parçası olmamaya çağırıyoruz. Haklarımızı korumak, bizden çalınanları geri almak için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.