Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, yastıkaltı altınların ekonomiye kazandırılmasına ilişkin, "Bu amaçla bugüne kadarki münferit çabaları toplulaştıracak, 1 Mart'tan itibaren 81 ilde en az bir adet olmak üzere, 2022 yılında da 1.500'ün üzerinde kuyumcunun dahil olacağı çalışmaları başlatıyoruz" dedi.
Nebati, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Türkiye Ekonomi Modeli Yeni Adımlar ve Enflasyon Tedbirleri Tanıtım Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, yatırım, istihdam, üretim ve ihracat olmak üzere 4 sacayağı üzerine inşa ettikleri Türkiye Ekonomi Modeli'nden bahsetti.
Aralık ayında hayata geçirilen Kur korumalı TL mevduat ve katılma hesaplarındaki rakamın 340 milyar liraya yaklaştığını dile getiren Nebati, burada dövizi bozma oranının yüzde 49 olduğunu ve 10 milyar doları aştığını söyledi.
Bakan Nebati, bu modelin yastık altı birikimleri finansal sisteme kazandıracağını, büyümenin finansmanında dış tasarrufların yerine yerli tasarrufların merkeze alınmasını sağlayacağını, yurt içi tasarrufların etkin ve verimli yatırımlara yönlendirilmesini gerçekleştireceğini ve TL cinsi tasarrufların cazibesinin artırılmasını sağlayacağını anlattı.
Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, bugüne kadar yastık altı altınların ekonomiye kazandırılmasına yönelik çalışmalarda bütüncül bir yaklaşım olmadığını, paydaşlar vasıtasıyla yürütüldüğünü belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu birikimlerin ekonomiye kazandırılması noktasında yeterince yol alınamadı. Bu tasarrufların finansal sisteme kazandırılması hem vatandaşımıza yeni bir kazanç kapısı açacak hem de ülkemizin büyümesine destek verecektir. Bu amaçla bugüne kadarki münferit çabaları toplulaştıracak, 1 Mart'tan itibaren 81 ilde en az bir adet olmak üzere, 2022 yılında da 1.500'ün üzerinde kuyumcunun dahil olacağı çalışmaları başlatıyoruz.
Yürütmeye koyacağımız yeni uygulamayla Ahmet amca, Emine Teyze çocuklarının geleceği kendi tasarruflarını sağlayacak adımlar atacak. Fiziki olarak biriktirdikleri altın tasarruflarını kolay ve güvenli bir şekilde kuyumcular ve bankalar aracılığıyla finansal sisteme teslim edebilecekler. Talep etmeleri halinde fiziki olarak da geri alabilecekler."
Nebati, altın, repo ve katılım hesaplarına fiziki altınların rahatlıkla yatırılabileceğini kaydederek, "Altınların karşılığı TL tutarlarıyla altın dönüşümlü mevduat ve katılım hesabı açarak değer korumasından faydalanırken aynı zamanda risksiz bir kazanç sağlayacaklardır" ifadesini kullandı.
Bakan Nebati, fiziki altınların bankalar, platformlar ve kuyumcular aracılığıyla teslim edilebileceğini belirterek, yıl sonuna kadar en az 10 bin kuyumcunun devreye alındığı bir sistemi paydaşlarla yerine getireceklerini söyledi.
Takasbank, Borsa İstanbul ve Darphane'nin bankalarla iş birliğini geliştireceğini, altınların ekonomiye kazandırılması yönünde çalışacağını dile getiren Nebati, altınların ülke ekonomisini güçlendireceğini ve finansal sistemi rahatlatacağını bildirdi.
Nebati, "(Katılım bankaları) Şu anda bu işin önde gidenleri olacak. Katılım bankaları ve kamu mevduat bankaları bu işleyişteki en önemli araçlar olacak. Alım-satım, çeyrek hesap 1 Mart'tan itibaren, çeyrek katılım hesabı 15 Mart'tan itibaren, altın dönüşümlü TL hesabı ve altın transferi sistemi işlevsel hale gelecek. fiziki ziynet altın çekimi banka tarafından müşteriye yeni üretim ziynet şeklinde verilecek. Kamu bankalarımız bu işin de önceliğini yapacak" ifadelerini kullandı.
Vatandaşların altınlarını sisteme rahatlıkla koyabilmesi için başta sisteme dahil olacak kuyumcu sayılarının artırılması olmak üzere çalışmaların başlatıldığını aktaran Nebati, tüm süreçlerden vatandaşın anında haberdar olması için duyuruları yapacaklarını anlattı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, toplantıya Vahdettin Köşkü'nden canlı bağlantıyla katıldı.
Sözlerine kendisine ve eşine geçmiş olsun dileğinde bulunan herkese teşekkür ederek başlayan Erdoğan, mal ve hizmetlere uygulanacak Katma Değer Vergisi (KDV) oranlarının tespitine ilişkin kararda değişiklik yapılmasına dair kararın yürürlüğe konulmasına 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 28. maddesi gereğince karar verildiğini söyledi.
Kendisinin de bu karara imza attığını vurgulayan Erdoğan, "Böylece bunu yürürlüğe sokuyoruz, hayırlı uğurlu olsun" dedi.
Erdoğan iş dünyasının temsilcilerine seslenerek, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin enflasyon ile mücadelesinde önemli bir dönüm noktası olacağına inandığım toplantının hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ülkemiz ekonomisini yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla ile büyütme yolunda kararlılıkla ilerliyoruz. Küresel ekonomi, enerji ve gıda başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki aşırı yükselişin sancılarını, finansal piyasalarda dengesizlik ve yüksek enflasyon olarak yaşamaktadır. Elbette bu dalgalanmalar ülkemizi de etkilemektedir. Bir de buna Gezi Olaylarından 15 Temmuz'a, oradan 2018'deki kur saldırısına kadar uzanan ağırlıklı kısmı dış kaynaklı Türk ekonomisine yönelik ekstra etkileri de eklemek gerekiyor. Ekonomimizi mahvetme tehditlerine kadar varan fütursuz saldırılara karşı elimizdeki tüm imkanları kullanarak mücadele ettik."
'Kuru yeniden istikrara kavuşturduk'
Erdoğan, geçen yılın son aylarında yaşanan kur dalgalanmalarının piyasalarda yol açtığı paniğin ülke ekonomisinin gerçekleri ile ilgisinin olmadığını akıl ve vicdan sahibi herkesin kabul edeceğini kaydetti.
Açıkladıkları tedbir paketi ile bu dalgalanmanın önüne geçerek, kuru yeniden istikrara kavuşturduklarını aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu süreçte ortaya çıkan yüksek enflasyonun etkilerini de 2022 yılı içinde büyük ölçüde ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Enflasyon ile mücadele topyekün bir kararlılığı, inancı, fedakarlığı gerektirir. Hükümet olarak biz bu konuda atmaya söz verdiğimiz adımları birer birer hayata geçiriyoruz. Bugün de işte bu adımlardan birisinin müjdesini sizlerle ve milletimizle paylaşmak üzere bir aradayız. KDV Sistemini Sadeleştirme Programımız kapsamında temel gıda ürünlerinde yüzde 8 olan KDV'yi yüzde 1'e indiriyoruz. Bilindiği gibi un ve ekmekte KDV'yi zaten yüzde 1 olarak uyguluyoruz. Müjdesini sizlerle paylaştığımız yeni düzenleme ile gıda ürünlerinde devlet adına yüzde 7'lik bir indirim yapmış oluyoruz. Üstelik KDV'si yüzde 1'e inen ürünler enflasyon sepetinde ciddi bir ağırlığa sahiptir. Bunlar pirinç, makarna, et, balık, çay, kahve, su, süt ve süt ürünleri, peynir, yumurta, yemeklik yağlar, şeker ve şekerli ürünler, meyveler, sebzeler, kuruyemişler, bakliyat çeşitleri gibi, insanlarımızın günlük hayatlarında sık tükettikleri gıdalardır. Tüm bu ürünlerde yapılan vergi indirimi aynı zamanda enflasyonla mücadelede önemli bir kazanım anlamına gelmektedir."