Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, ABD’de görülen Rıza Sarraf davası nedeniyle bugüne dek sadece bir banka hakkında bilgi talebinde bulunulduğunu açıkladı. Vergi reformu taslağının hazır olduğunu kaydeden Şimşek, istihdamı artırmak gerekçesiyle işten çıkarma ve almaları kolaylaştıracaklarını ifade etti.

Türkiye Finans Forumu’nda konuşan Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Şimşek, şu açıklamalarda bulundu:

TEMEL SORUNLAR VAR

2000’lerin başında yapılan reformlarla temeller epey sağlamlaşmış. Şu an enflasyon, işsizlik, cari açık gibi temel sorunların olduğu, ancak tüm bunlara rağmen uzun vadeli geleceği parlak olan ekonomiden bahsediyoruz. Yapısal reformlarla şoklara karşı dayanıklılığı artırabileceğimiz dönemdeyiz.

ALGIDA BOZULMA

 Son 15 yılda bir çok dış şok yaşadı ülkemiz. Türkiye’deki OHAL durumuna durup dururken gelinmedi. Ancak algı son dönemde bozuldu. Bu da gerçekliği kısmen etkiliyor. Bizim gerçekliğimiz algımız kadar kötü değil, arzuladığımız kadar da iyi değil. Bunu değiştirmek için reform dönemi.

SARRAF DAVASI

ABD’deki dava şu anda bir belirsizlik. Davada, sadece bilinen kamu bankamızla ilgili bilgi talebi var. Bankacılık sektörü ülkemiz için çok kritik. Bu belirsizlik ve etkisi bankaların kendi basiretsizliğinden kaynaklanmıyor. Sistem açısından. Sistem normal işini yapıyor, belirsizlik etkilerse tabii ki biz gereken desteği sağlarız.

23 BİN FİRMAYA DÖVİZLE BORÇLANMA YASAĞI

Problemli döviz kredilerinin oranı yüzde 1, genel anlamda bakıldığında yüzde 3. Bankacılık sistemi bu portföyü iyi yönetmiştir. Reel sektör ciddi döviz açığına sahip. Bir yıllık vadede reel sektörün döviz varlıkları, döviz yükümlülüklerinden 7.3 milyar dolar daha fazla. Bazı şirketlerin yükümlülüğü, bazılarının varlığı var ama sistemin geneli açısından bakınca 1 yıllık bir perspektifle genel anlamda bilanço etkisi sınırlı olur. Liradaki değer kaybı ve oynaklık reel sektör için endişe kaynağı. Çok yakında Türkiye’de önemli bir yapısal reform yapacağız. 25 bin şirketin döviz yükümlülüğü var, bunun 23 bini döviz yükümlülüğü. Bunlar, 15 milyon dolar altında bilançoya sahip, nispeten küçük ve orta ölçekli şirketler. Toplam 23 bin şirketin yükümlülükteki payı yüzde 16 civarı. 2000 büyük firmanın ise payı yüzde 84 civarı. Biz ilk aşamada 2 bin firmaya ilişkin veri toplamanın yasal altyapısını bu hafta oluşturduk. Bir çerçeve oluşturacağız bu küçük ve orta ölçeklilere biz doğrudan doğruya sınırlama getireceğiz.

ÇALIŞMA SAATİ YÜKSEK

Düşük istihdam sorunumuz var bizim, yüzde 51’i çalışıyor. Katılım oranı kadınlarda oldukça düşük. Temel sorunumuz, işe almak ve çıkarmanın çok maliyetli olması, bu kadar basit. Türkiye haftalık çalışma saati itibariyle en yüksek ülke. Demek ki Türkiye’de işe almanın çıkarmanın maliyeti düşük olsa girişimciler fazla mesai modeli yerine daha çok eleman çalıştırmayı tercih eder, istihdam oranı hızla artabilirdi.

ESNEK ÇALIŞMA DÜŞÜK

 Kısmi zamanlı istihdam düşük çünkü genç nüfusumuz ve kadınlar arasında istihdam düşük bu sayede artabilir. Katılıklar anlamında OECD endeksi en katı iş gücü piyasası rejimine biz sahibiz. Kadınların katılım oranı hızla artıyor, bu sevindirici gelişme. Geçen yıl önemli adımlar attık yarı zamanlı çalışmanın önündeki engelleri kaldırmaya çalışıyoruz. Tüm bu reformların arka planı, cari açık, tasarrufla, enerjiye dışa bağımlılıkla, enflasyon, verimlilik rekabet ortamı, para politikası ile ilişkili. Tüm bunları çözmek için reform gündemi var.

VERGİ REFORMU

 Vergi tabanımız dar. Gelir ve kurumların milli gelire oranı yüzde 6 civarı. Burada bir reform ihtiyacı var, Dolaylı vergilere bağımlılık yüksek, bu reform önemli. Harcamalarda katılık var.