CHP lideri Kılıçdaroğlu: Erken seçim gündeme gelmez
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ittifak ortağı İYİ Parti'nin Genel Başkanı Meral Akşener'le 5. ortak mitingi Akşener'in memleketi Kocaeli'nde yaptı.
Kocaeli'ndeki mitinge giderken, uçakta BBC Türkçe'nin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, 31 Mart'taki yerel seçimlerde İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyük kentleri muhalefetin kazanması durumunda erken seçimleri gündeme getirmeyeceklerini belirtti.
Mitingde ise CHP liderinin gündeminde, Sakarya'daki tank-palet fabrikasının 50 milyon dolara Katar ortaklı bir firmaya satılması vardı. Kılıçdaroğlu, aslında bunun bir satış değil, Katar Şeyhi'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hediye ettiği "uçağın karşılığı" verildiğini düşündüğünü söyledi.
Bu konuda kendisini en çok hayal kırıklığına uğratan kişinin de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Nasıl olur da sayın Bahçeli buna itiraz etmez" diye tepki gösterdi
Sıcak bir gelişmeyle başlayalım, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Bahçeli, idamın kaldırılmasını "hata" olarak nitelendirdi, ardından bir tv kanalından sizinle ilgili "idam çağrısı" geldi. İdamın yeniden gündeme gelmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Erdoğan da Bahçeli de halkı kandırıyorlar, halka doğru söylemiyorlar. İdam cezasını getirecekleri yok. Neden vatandaşların duygularıyla oynuyorlar? Eğer samimiyseler, getirsinler parlamentoya. Aslında idam tartışmasıyla, mutfaktaki yangını, sokaktaki yangını örtmeye çalışıyorlar. İşsizlik var, çiftçi perişan vaziyette. Esnaf siftah yapamıyor. Gereksiz tartışmayla beceriksizliklerini kapatmak istiyorlar.
Sizinle ilgili çağrıya da "getirsinler imzalayacağım" dediniz. Böyle bir şey mümkün mü sizce?
Benimle ilgili getirsinler, gideceğim altına imzayı atacağım. Benim idamım işsizliği önleyecekse, yoksulluğu bitirecekse, esnafı rahatlatacaksa, mutfaktaki yangını söndürecekse, buyurun idam edin!
1 Nisan'da nasıl bir Türkiye bekliyorsunuz?
1 Nisan'da halk demokrasiye sahip çıktı mesajının verilmesi çok önemlidir.
Çünkü baskının giderek yoğunlaştığı, medyanın yüzde 90-95'inin iktidar tarafından yönetildiği bir süreçten geçiyoruz. Kendilerine oy vermeyen kesimin terörist ilan edildiği bir süreçte yerel seçime gidiyoruz. Bütün baskı, çarpıtma, iftiralara rağmen millet ittfakını oluşturan partilerin yerel seçimlerde önemli başarılar elde etmesi, dünyaya bütün baskılara rağmen, Türkiye'de halk demokrasiye sahip çıktı mesajı verecektir. Bu mesajı çok önemsiyoruz. Bu mesajın bütün dünyada yankılanması için de elimizden gelen her türlü çabayı gösteriyoruz.
İktidar kanadı bu seçimi beka sorunu olarak görüyor ve hatta Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük kentleri muhalefetin kazanması halinde erken seçimi gündeme getireceğinizi, bu durumun ülke bekası için büyük tehdit olacağını dile getiriyor. Böyle bir tabloda erken genel seçim çağrınız olur mu?
Erken seçim gündeme gelmez, bu bir yerel seçim, muhtar seçimi, belediye meclis üyeliği seçimi, belediye başkanlığı seçimi. Yerel yönetim seçimleriyle, milletvekilliği, cumhurbaşkanlığı seçimi arasında ciddi nüans farkları da vardır. Dolayısıyla bunu bir erken seçim gerekçesi yapmak doğru değil. Şunun için doğru değil, bizim belediye başkanlarımız seçildikten sonra, vaatlerini gerçekleştirmek için çaba harcamak zorundalar. Siz o vaatleri gerçekleştirir, verdiğiniz sözleri yerine getirirseniz, bir sonraki seçimde daha iyi başarılar sağlamış olursunuz. Aksi halde 'yerel seçimde başarılı oldum, hemen milletvekili seçimine girelim', bu siyasi fırsatçılıktır ve doğru değildir.
Ankara adayınız Mansur Yavaş üzerinden tartışma yürüyor. Kendisiyle bu konuda ayrıntılı görüşme imkanınız oldu mu? Kamuoyuna yaptığı açıklama sizce tatmin edici mi?
Görüştüm, ama ayrıntılı görüşmedim. Çünkü ne onun vakti var, ne de benim vaktim var. Ama Mansur Bey'e biz zaten güveniyoruz. Şunu sormak gerekiyor: Mansur Bey Ak Parti'den belediye başkan adayı olmadığı için mi bu kadar büyük iftiralar atıyorsunuz? Teklif götürürken hiç birşey yoktu. Reddetti diye her türlü çirkeflik, her türlü iftira var. İnsanda biraz utanma duygusu olur. Mansur Bey saygınlığı olan, geçmişinde başarılı belediye başkanlığı yapmış ve hizmetlerini gerçekleştirmiş olan bir arkadaşımız. Her Ankaralı'nın saygı duydu bir isim. Oy vermese bile, başka partiden olmasa bile vatandaşlar, Mansur Bey'e özel bir sempati ve saygı duyuyorlar.
Sakarya'daki tank palet fabrikası için ben 50 milyon doları bulurum dediniz. Nasıl bulacaksınız bu kaynağı?
Vatandaşlara çağrı yapın, 50 milyon doları 1 gün içinde toplarsınız. Ama Erdoğan, tank palet fabrikasını, Katar ordusuna ihalesiz verdiği için, yasa dışı verdiği için, kendisine bir gerekçe yaratmak zorunda. Neymiş teknik yenilenme için 50 milyon dolara ihtiyacı varmış da onun için veriyormuşuz Katar'a. 50 milyon dolar Türkiye Cumhuriyeti için sıradan bir olay. Her an her yerde bu para bulunur. Açsınlar bir kampanya, 50 milyon değil, 100 milyon dolar derhal bulunur. Vatandaşlarımız en geç 3 gün içinde bu parayı bulur. Bütün genel başkanlar bir araya gelir. Dünyanın en önemli 5 fabrikasından birinin yenilenmesi gerekiyorsa, hiçbir siyasi partinin genel başkanı buna hayır demez. 2 saatte toplarız.
Kendisinin (Erdoğan) 10'a yakın uçağı var, en küçük uçağını satsın, 50 milyon dolardan fazladır, fabrikanın bütün masraflarını çok rahat karşılar. 10 yerine 9 uçağa binsin. Tank-palet fabrikası Erdoğan'ın Katar'dan aldığı uçak karşılığında verildi, bedava verildi. Vatandaşı kandırıyor. Tank palet fabrikasının satılması, bir ülkenin satılması anlamına gelir.
Bir de Tank-palet fabrikasının satışı konusunda MHP lideri Bahçeli'nin sizi hayal kırıklığına uğrattığını söylediniz. Başka hayal kırıklığına uğrattığı neler var?
Pek çok konu var. Ama tank-palet fabrikasına en büyük itirazı Bahçeli yapması lazım. Nasıl olur da sayın Bahçeli buna itiraz etmez. Mesela, ordunun görüşü alındı mı tank palet fabrikasının Katar ordusuna verilmesiyle ilgili? Normalde ilgili mercilere, bakanlıklara sorarsınız, devlet geleneğinde bu vardır. Bu görüş alınıp alınmadığını da bilmiyoruz.
İktidar kanadında Antalya, İzmir gibi bazı yerlerde HDP'lilerin CHP listelerinden belediye meclislerinde aday gösterilerek ittifak kurduğunuz iddia ediliyor. Var mı böyle bir işbirliği?
Belediye meclisi üyelerimizin tamamı CHP'lidir. Zaten tüzüğümüz bunu öngörüyor. Yalan ve iftirayla oy devşirmek istiyorlar. Eğer merak ediyorsa, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na sorabilir CHP üyeleri kimlerden oluşur, rahatlıkla öğrenilebilir. Yalandan kim ölmüş, Erdoğan'ın felsefesi bu, maalesef.
Seçimden sonra ekonomi ile ilgili farklı görüşler var. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Eylül'de enflasyonun tek haneye ineceğini açıkladı. Sizin öngörünüz nedir?
Ekonomiyi bu hale getiren kim? Nasıl tasarruf yapılacağını bilmeyen kim? Berat Albayrak. Seçimden sonra 2.5 milyon kişiye istihdam yaratacakmış. Niye seçimden önce yapamıyor? O da kayınpederinin yolunda. Kayınpederle, damat, memleketin kaymağını yediler zaten. Şimdi birlikte vaatlerde bunuyorlar. 17 yıldır bu memleketi kim yöneltiyor. Damadın önce kayınpederine sorması lazım, memleketi bu hale nasıl getirdin diye. Memkeleti bu hale getiren işçi değil, emeklilikte yaşa takılanlar değil, esnaf, sanayici değil.
Yeni Zelanda'daki saldırıyla ilgili "İslam dünyasından kaynaklanan terör" sözleriniz tartışma yarattı...
Yeni Zelanda'da yaşanan insanlık dışı olayla ilgili Yeni Zelanda milletinin tavrıyla, (CHP İstanbul Büyükşehir Başkan adayı) Ekrem İmamoğlu'nun tavrını ve tutumunu paralel görüyorum. Onlar parlamentonun açılışında, Müslüman din adamlarını çağırarak Kuran okuttular, ölenlere rahmet dilediler, saygı duruşunda bulundular. Benzer olayı İstanbul'da Ekrem İmamoğlu yaptı. Ölenler için camide Kuran okuttu. Teröristin propagandasını iki tarafta yapmadı. Teröristin propagandasını yapan kişinin adı Tayyip Erdoğan. Ordaki insanlık dışı, İslam düşmanı ırkçı bir terör olayını bile kendi iç politikasına malzeme etmeye kalktı. Bunlar acı, topluma saygı duymayan iktidar olmak için her yolu mübah sayan bir anlayış. Ahlaktan, inançtan uzak bir anlayış.