Demirtaş'a 'Cumhurbaşkanına hakaret' iddiasıyla fezleke hazırlandı
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın savcılıkta verdiği ifadesi hakkında fezleke hazırlandı. Fezlekenin gerekçesi ise, 'Cumhurbaşkanına hakaret' iddiası.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın 4 Kasım’da gözaltına alınıp götürüldüğü Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nda verdiği ifade gerekçe gösterilerek açılan soruşturma kapsamında hakkında “dokunulmazlığının kaldırılması” talebiyle fezleke hazırlandı. ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ iddiasıyla hazırlanan fezleke Meclis’e ulaştı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcıvekili tarafından yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan fezlekede Demirtaş’ın milletvekillerine dönük bu operasyonun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla gerçekleştiğine dikkat çeken sözleri dokunulmazlığın kaldırılmasına gerekçe sayıldı.
‘BENİ HALKIM VE SEÇMENLERİM SORGULAYABİLİR’
Mezopotamya Haber Ajansı’ndan Hayri Demir’in haberine göre, Demirtaş’ın gözaltındayken verdiği ifade, fezlekede şu şekilde yer aldı:
“Şüpheli zorla getirme işlemi sonrasında Cumhuriyet Başsavcılığımızda vermiş olduğu 04/11/2016 tarihli ifadesinde; Bizler seçilmiş halk temsilcileriyiz. Şahsımızı değil bizi seçen seçmen kitlelerini temsil ederiz. Şu anda da yasamanın parlamentonun dokunulmazlığa sahip bir üyesiyim. Milletvekili sıfatıyla karşınızdayım. Benim temsil ettiğim bu kimliğe ve halkın iradesine saygısızlık yapılmasına izin vermem mümkün değildir. Ben adil ve tarafsız bir yargı huzurunda hesap vermekten asla çekinmiyorum. Veremeyeceğim hiçbir hesabım da yoktur. Ülkemizde yargının saygınlığı ayaklar altında iken düğmesiz olan cüppelerini iliklemeye çalışan böylesi bir yargılamanın öznesi olmayı da asla kabul etmeyeceğim. Sizin şahsınıza ve kişiliğinize yönelik hiçbir tereddüttüm ve saygısızlığım yoktur. Ancak şaibelerle dolu bir siyasi geçmişe sahip olan Erdoğan emretti diye başlatılan bu yargı tiyatrosuna figüran olmayı kabul etmiyorum. Soracağınız hiçbir soruya cevap vermeyeceğim. Yapacağınız hiçbir yargılama faaliyetinin adil olacağına inancım yoktur. Benim buraya getirilmem bile hukuk dışıdır. Siyasetçilerin siyaset arenasındaki muhatapları yine siyasetçilerdir, yargı mensupları değildir. Bu anlamda sizler evrensel ve demokratik hukuk ilkelerine ve Türkiye’nin imzalamış olduğu aynı zamanda bir anayasa hükmünde olan uluslar arası anlaşmaya bağlı olması gereken yargı mensupları olarak siyasi oyunların ve tezgahların parçası olmayı reddetmelisiniz. Sizden hiçbir talebim ve beklentim yoktur. Siyasi faaliyetlerim nedeniyle ancak beni seçen halkım ve seçmenlerim siyaseten sorgulayabilir.”