HEP'ten HDP'ye kapatılan Kürt partileri

HEP'ten HDP'ye kapatılan Kürt partileri

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, HDP'ye kapatma davası açtı. Başsavcılığın hazırladığı 609 sayfalık iddianamenin detayları belli oldu. HDP'nin kapatılma davasında son durum nedir? HEP'ten HDP'ye kapatılan Kürt partileri

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, HDP'ye kapatma davası açtı. Başsavcılığın hazırladığı 609 sayfalık iddianamenin detayları belli oldu. HDP'nin kapatılma davasında son durum nedir? HDP kapatıldı mı? HEP'ten HDP'ye kapatılan Kürt partileri

HDP'ye kapatma davası açılmasıyla birlikte Kürt partilerinin kapatılma durumu 12 yıl sonra geri döndü. 1990 yılında Halkın Emek Partisi ile başlayan Kürt siyaseti serüveninde 2009 yılına kadar 7 parti mahkeme kararıyla kapatıldı, 2 parti kendini feshetti. Demokratik Toplum Partisi'nin kapatılmasından 12 yıl sonra bu kez HDP kapatılma riskiyle karşı karşıya.

Başsavcılığın iddianamesinde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bölünmez bütünlüğü, toplumun huzur ve güveni için HDP'nin temelli kapatılmasının hukuksal zorunluluk olduğu kaydedilerek, partinin temelli kapatılması ve hazine yardımlarından tamamen yoksun bırakılması istendi.

Hazırlanan iddianamede HDP'nin 'terör örgütünün odağı' iddia ediliyor. Bu kapsamda Anayasa Mahkemesi Yüce Divan sıfatıyla yargılamayı yapacak. Başsavcılığın iddianamesi Anayasa Mahkemesi'nde dava iddianamesi olarak kabul edilecek. Bu iddianame üzerinden Anayasa Mahkemesi belirleyeceği bir tarihte yargılamaya başlayacak.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddianamesi Anayasa Mahkemesi'ne gittikten sonra Anayasa Mahkemesi adeta bir mahkeme gibi o iddianameyi inceleyecek. Ardından usul eksiklik olup, olmadığına bakacak. Daha sonra iddianamenin kabulu aşamasında tensip tutanağı hazırlayacak.

HEP'TEN HDP'YE KÜRT PARTİLERİNİN YAŞADIKLARI

12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından dağılan Kürt siyaseti, 10 yıl sonra yeniden siyaset sahnesine çıktı. Halkın Emek Partisi (HEP) Kürt sorunu çevresinde toplanan isimler tarafından 7 Haziran 1990'da kuruldu. Seçim barajına takılma ihtimalinin belirmesi üzerine HEP adayları 20 Ekim 1991'de yapılan genel seçimlerde Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) listesinden seçimlere katıldı. 18 HEP'li milletvekili seçildi. SHP listelerinden meclise giren 18 ismi ve HEP'i Türkiye ve dünya kamuoyuna taşıyan olay 6 Kasım 1991'deki yemin töreni oldu. TBMM Genel Kurulu milletvekili yemini için toplandı. Kürsüye gelen Diyarbakır Milletvekili Hatip Dicle, yeminini okumadan önce "Ben ve arkadaşlarım bu metni anayasanın baskısı altında okuyoruz" dedi. DYP ve ANAP milletvekilleri sıralara vurarak protesto ettiler.

Ardından Leyla Zana kürsüye yakasında sarı kırmızı yeşil renkleri taşıyan bir mendil ve başında aynı renklerde bir saç bandı ile çıktı. Zana yeminin ardından Kürtçe, "Bu yemini Türk ve Kürt halkı adına ediyorum" sözlerini söyleyince tansiyon yine yükseldi. Dicle ve Zana tepkiler üzerine sözlerine geri alarak yeniden yemin etti. Tarihe 'yemin krizi' olarak geçen olayın ardından SHP eleştirilerin hedefi haline geldi.

HEP kökenli milletvekilleri 31 Mart 1992'de SHP'den istifa etti. Yemin krizinin ardından yapılan parti kongresinde PKK bayrakları açılması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, HEP hakkında soruşturma açtı. HEP'in kapatılma ihtimali belirince, 25 Haziran 1992'de Özgürlük ve Demokrasi Partisi (ÖZDEP) kuruldu. Bu sırada 3 Temmuz 1992'de HEP'e kapatma davası açıldı. Dava 14 Eylül 1993'te HEP'in kapatılmasıyla sonuçlandı. Kürt siyaseti bu olayla ilk kez parti kapatmayla tanışmış oldu. HEP'in yedeği olarak kurulan ÖZDEP hakkında da kapatma davası açıldı.

Kürt siyasetinin HEP'in ardından kurduğu üçüncü parti Demokrasi Partisi (DEP) oldu. 7 Mayıs 1993'te Yaşar Kaya'nın başkanlığında kurulan DEP'in ilk milletvekilleri SHP listesinden meclise giren isimler oldu. DEP'in 1.Olağan Kongresi'nden sonra yedi Genel Merkez yöneticisi gözaltına alındı, Mardin Milletvekili Mehmet Sincar ile Batman İl Yöneticisi Metin Can öldürüldü. Genel Başkan Yaşar Kaya da 16 Eylül 1993'te Ankara DGM tarafından tutuklandı. Anayasa Mahkemesi'nin 23 Kasım 1993'te ÖZDEP'i de kapatması üzerine, Kürt siyaseti ikinci kez parti kapatmayla yüz yüze kaldı.

DEP'in 12 Aralık 1993'teki 1. Olağanüstü Kongresi'nde Genel Başkanlık görevine Hatip Dicle seçildi. Ancak kongreden 10 gün önce 2 Aralık 1993 tarihinde DEP'e de kapatma davası açıldı. "Devletin ülkesi milletiyle bölünmez bütünlüğü aleyhinde faaliyetlerde bulunduğu" iddiasıyla açılan davada, "DEP'in Barış Çağrısıdır" başlıklı bildiri ve Yaşar Kaya'nın çeşitli konuşmaları gerekçe gösterildi. Kapatma davası sürerken TBMM'nin 2-3 Mart 1994'teki genel kurullarında 13 DEP milletvekilinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına karar verildi.

DEP milletvekillerinin tutuklanması

2 Mart 1994'te Hatip Dicle, Leyla Zana, Orhan Doğan, Ahmet Türk, Sırrı Sakık ve Şırnak bağımsız milletvekili Mahmut Alınak'ın dokunulmazlığı kaldırıldı. Aynı gün Orhan Doğan ve Hatip Dicle meclisten çıkarken gözaltına alındı. Orhan Doğan'ın başının bir polis tarafında eğilerek arabaya bindirildiği fotoğraf, bu dönemin sembolü olarak kayıtlara geçti. Leyla Zana, Ahmet Türk, Sırrı Sakık, Sedat Yurttaş, Selim Sadak, Mahmut Alınak, Hatip Dicle, Orhan Doğan "Vatana ihanet ve devletin hakimiyeti altındaki topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya ve bu topraklar üzerinde müstakil bir devlet kurmaya yönelik eylem" suçlamalarıyla 16 Mart'ta tutuklanarak Ankara Merkez Cezaevi'ne gönderildi. Türkiye bu dava nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde mahkum oldu.

HADEP'le yola devam

DEP'in kapatma davası sürerken, Kürt siyaseti 11 Mayıs 1994'de Murat Bozlak başkanlığında Halkın Demokrasi Partisi'ni (HADEP) kurdu. 1995 milletvekilliği seçimlerinde bir buçuk milyona yakın oy alan HADEP seçim barajını geçemediği için meclise giremedi. HADEP 1999 yerel seçimlerinde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere Ağrı, Batman, Bingöl, Hakkari, Siirt, Van'ın da aralarında bulunduğu 37 belediyeyi kazandı. Bu sırada Anayasa Mahkemesi 16 Haziran 1994'te DEP'in kapatılmasına karar verdi.

24 Haziran 1996'daki HADEP 2. Olağan Kongresi'nde bayrak indirildiği gerekçesiyle Genel Başkan Bozlak ve 50 parti meclisi üyesi sabaha karşı kongre salonunda gözaltına alındı. Bozlak ve PM üyeleri, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'nce tutuklandı. 1 Kasım 1998'deki 3. Olağan Büyük Kongresi'nde HADEP'in Genel Başkanlığa Murat Bozlak tekrar seçildi. DGM Savcısı Talat Şalk'ın talimatıyla, HADEP il ve ilçe binaları polis tarafından basıldı, arşivlere el konuldu. Baskınlar sırasında 270'i yönetici olmak üzere, il ve ilçe binalarında bulunan 3 bin 215 kişi gözaltına alındı. 29 Ocak 1999'da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, HADEP'in kapatılması için, Anayasa Mahkemesi'ne iddianame sundu. Ayrıca partinin 18 Nisan seçimlerine katılmaması için de Anayasa Mahkemesi'nden önlem alınmasını istedi.

HADEP'li belediye başkanlarına operasyon

Nisan 1999'daki yerel seçimlerde HADEP Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin de aralarında bulunduğu, 37 il ve ilçe belediyesi kazandı. Ancak partinin, genel seçimlerde aldığı oy 34 milletvekili çıkarmasına yetse de yüzde 10 barajı nedeniyle meclise girmesi mümkün olmadı. 28 Haziran 1999'da Ankara 1 No.lu DGM'ce verilen cezaların Yargıtay tarafından onanması üzerine, HADEP Genel Başkanı Bozlak ve birçok parti yöneticisine siyasi yasak getirildi. Bozlak'ın yerine Ahmet Turan Demir, HADEP Genel Başkan Vekilliği'ne getirildi. Demir, Olağanüstü Kongre'de genel başkan olarak seçildi.

19-28 Şubat 2000'de yapılan operasyonlarda HADEP Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Feridun Çelik, Siirt Belediye Başkanı M. Selim Özalp, Bingöl Belediye Başkanı Feyzullah Karaaslan, jandarma tarafından gözaltına alındılar. Belediye binaları jandarma ve polis tarafından arandı. Üç belediye başkanı, tutuklanarak Diyarbakır Cezaevi'ne konduktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildiler.

2002 yılında Sosyalist Enternasyonal'e kabul edilen HADEP, 13 Mart 2003'te Anayasa Mahkemesi tarafından "terör odağı" haline gelmesi" gerekçesiyle oybirliğiyle kapatıldı.

Kürt siyasetçiler DEHAP'ta

Anayasa Mahkemesi'nin kararının ardından Kürt siyaseti bu kez 24 Ekim 1997'de Demokratik Halk Partisi'ni (DEHAP) kurdu. DEHAP'ın 1. Olağan Kongresi'nde Veysi Aydın genel başkanlığa seçildi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Veysi Aydın'ın üyeliğini düşürmesi üzerine DEHAP 1. Olağanüstü Kongresi yapıldı, genel başkanlığa Mehmet Abbasoğlu seçildi. Bu sırada 35 belediye başkanı HADEP kapatılınca DEHAP'a geçti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) DEHAP'ın seçimlere girmesinin engellenmesi için başvuruda bulundu ancak seçime bir hafta kala, YSK, DEHAP'ın seçimlere katılmasına karar verdi.

3 Kasım 2002 Genel Seçimlerinde DEHAP yüzde 6,23 oy aldı ve barajı geçemedi. Aynı yıl Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, DEHAP merkez yöneticileri hakkında, sahte evrak düzenlemekten dava açılması için suç duyurusunda bulundu. Partinin eski dört yöneticisi hakkında, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, resmi belgelerde birden fazla sahtecilik iddiasıyla dava açıldı.

13 Mart 2003'te Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, DEHAP hakkında Anayasa Mahkemesi'nde, "örgütlenmesi tamamlamadan seçimlere girdiği" iddiasıyla kapatma davası açtı. Davadan kısa süre sonra 2 Nisan 2003'te DEHAP, Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme önerilerini içeren bir deklarasyon yayınladı. Deklarasyonun ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, ek bir iddianameyle, "yasadışı bir örgütün odağı olduğu" iddiasıyla DEHAP'ın temelli kapatılması için ikinci kez Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı.

Bir kez daha partilerinin kapatılması riskiyle karşı karşıya kalan Kürt siyaseti 6 Haziran 2003'te Özgür Parti adıyla yeni bir parti kurdu. Partinin başına Ahmet Turan Demir getirildi. DEHAP 2. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde Genel Başkanlığa Tuncer Bakırhan seçildi.

DEHAP ve ÖP'den fesih kararı

28 Mart 2004'teki yerel seçimlerde DEHAP, SHP, ÖDP, EMEP, SDP ve Özgür Parti, "Demokratik Güç Birliği" adı altında ortak adaylarla seçime girdiler. Bu blok seçimlerde 5 il, 33 ilçe, 31 belde belediye başkanlığı kazandı. DEHAP, 19 Kasım 2005'te Özgür Parti de 26 Haziran 2007'de kendilerini feshetti.

DTP ve eş başkanlık

Fesih kararlarının ardından bu kez Demokratik Toplum Partisi (DTP) kuruldu. DTP'nin kurulmasıyla birlikte ilk kez Türkiye'de bir siyasi parti eş genel başkanlık sistemine geçti. Bir erkek bir kadın genel başkanın bulunduğu sistem Türkiye'de yasal olmasa da, DTP ile Kürt siyaseti tarafından kullanılmaya başlandı. 9 Kasım 2005'te kurulan DTP'nin ilk eş genel başkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk oldu. 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinde yüzde 10 seçim barajını aşabilmek için, bağımsız adaylarla seçime giren DTP 20 milletvekili çıkardı. Ancak DTP de kapatılmaktan kurtulmadı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, 16 Kasım 2007'de DTP hakkında kapatma davası açtı. Kapatma davası sürerken DTP, 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde 99 belediye kazandı. Nisan 2009'daki KCK Operasyonlarında DTP'nin binin üzerinde üyesi tutuklandı. DTP 11 Aralık 2009'da Anayasa Mahkemesi tarafından Kürt siyasetinin kapatılan son partisi oldu.

Kürt siyaseti BDP'de

Kürt siyaseti DTP'nin kapatılmasının ardından Barış ve Demokrasi Partisi'ni (BDP) kurdu. DTP'nin siyasi yasaklı dört belediye başkanı haricindeki 94 belediye başkanı 23 Aralık 2009'da Diyarbakır'da yapılan bir törenle BDP'ye katıldı. 19 eski DTP'li milletvekili ve İstanbul bağımsız Milletvekili Ufuk Uras 25 Aralık 2009'da BDP'ye geçti, parti mecliste grup kurdu.

2011 genel seçimlerinde 61 bağımsız adayla seçime giren Kürt siyaseti 36 koltuk kazandı. Ancak KCK davasından beş yıl tutuklu kalan, Hatip Dicle'nin kesinleşmiş yaklaşık iki yıllık hapis cezası olduğu gerekçesiyle milletvekilliğini düşürülünce sayı 35'e indi. Siyasi yasaklı milletvekilleri bağımsız kalınca, BDP mecliste 29 milletvekiliyle grup kurdu.

Çözüm sürecinde BDP'ye aktif rol

BDP, 2013'de başlayan Kürt sorununa çözüm arayışı sürecinde aktif bir rol aldı. Bu sırada 27 Ekim 2013 tarihinde Ertuğrul Kürkçü ve Sebahat Tuncel Eş başkanlığında, Halkların Demokratik Partisi (HDP) adıyla yeni bir parti kuruldu. BDP, Devrimci Sosyalist Parti, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi, Yeşiller ve Sol Gelecek gibi partilerle birlikte Halkların Demokratik Partisi'ne katıldı. Kürt siyaseti Türkiye solunun bazı parti ve örgütleri, HDP adı altında toplandı.

Genelde HDP yerelde DBP

28 Nisan 2014'de BDP milletvekilleri HDP'ye geçse de belediye başkanları ve yerel yöneticiler BDP de kaldı. Türkiye'de hala tartışmalara konu olan 7 Haziran 2015 seçimlerinde yüzde 13,12 oranında oy alan HDP 80 milletvekili çıkarttı. 1 Kasım 2015'de yenilenen seçimde ise yüzde 10,76 oranında oy alarak 59 milletvekilliği kazanabildi. BDP ise 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde 102 belediye kazandı. BDP belediyelere de eş başkanlık sistemi getirdi. BDP 11 Temmuz 2014'teki 3. Olağan Kongresi'nde Demokratik Bölgeler Partisi adını aldı. Kamuran Yüksek ve Emine Ayna DBP'nin ilk eş genel başkanları oldular. Bazı DBP'li belediye başkanlarının öz yönetim ilanları ile başlayan ve birçok ilçe merkezinde hendekler kazılması ile devam eden sürecin ardından DBP'nin 10 il, 72 ilçe, 12 belde olmak üzere 94 belediyesine kayyum atandı. 95 belediye eş başkanı tutuklandı. Kürt siyaseti Türkiye genelinde HDP, yerelde ise DBP ile siyasete devam etti.

Kayyum süreci ve kapatma davası

2019'daki yerel seçimlere HDP çatısı altında giren Kürt siyaseti 3 büyükşehir, 5 il ve 50 ilçe olmak üzere toplam 58 belediye kazandı. Ancak seçimlerden kısa süre sonra Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediyelerine kayyum atandı.İkinci kez kayyum atamaları başlamıştı. Aradan geçen sürede HDP'li 49 belediyeye kayyum atandı. Bu arada HDP listesinden TBMM'ye giren Saliha Aydeniz Demokratik Bölgeler Partisi'ne geçerek, eş genel başkan seçildi.

2018 genel seçimlerinde yüzde 11,7 oy alarak 67 milletvekili çıkaran HDP de kapatılma riskiyle karşı karşıya. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı HDP'nin kapatılarak, 600'ü aşkın üyesine siyasi yasak getirilmesini istedi. Hazırlanan iddianamede, HDP'nin kapatılan diğer Kürt partilerinin devamı olduğuna vurgu yapıldı.

 

Kaynak:Amerikaninsesi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.