Acılar Beşiği Anadolu

Bazı olaylar vardır insanı derinden etkileyen, insanda derin acı izleri bırakan, insanlığı sorgulatan. Toplum her geçen gün yeni bir olay ile sarsılıyor. Her geçen gün az az gidiyor, parça parça azalıyor toplumu yıllarca birbirine bağlayan;

Güvenimiz,

İnancımız,

Saygımız,

Sevgimiz,

Huzurla yaşama umudumuz.

Yaşıyoruz ama nasıl yaşadığımızı bilmeden.

Son zamanlarda hepimizin boğazında koca bir düğüm bırakan, yutkunmaya çalıştığımızda boğulma hissi veren, yüreğimizi acıtan, toplumdaki ahlaki çöküşün belirtisi olan olaylar yaşandı.

SILA..!

Daha vücudu şekillenmemiş dünyalar güzeli kızımız…

Pembe kıyafetiyle, ağzında emziğiyle tanıdı tüm Türkiye Sıla bebeği.

Babalık makamına yakışmayan bir cani tarafından istismar edildiği ve buna göz yuman bir annenin haberi ile sarsıldı Türkiye.

Daha iki yaşındaydı, oynayacaktı Sılamız, çamurdan bebekler yapacaktı, okula gidecek, geleceğe ümitle bakan Sılalar yetiştirecekti belki de…

Ama yok oldu, minicik bedeni ayrıldı aramızdan göçüp gitti kötülüklerin olmadığı, güzelliklerin var olduğuna inandığımız Cennet-i Ala’ya.

NARİN..!

İsmi gibi naifti Narin’imiz…

O gün her şeyden bihaber şekilde çıktı kurstan, gidecekti evine. O patika yol ilk defa bu kadar uzadı, bitmek bilmedi. Oysa hemencecik biterdi o yol, ne oluyor, neden uzuyordu o yol, niye evine varamıyordu, bilmiyordu. Evine gittiğini sanıyordu en yakınları tarafından;

Utanmazca,

Vahşice,

Acımasızca sığdırılmaya çalışıldı o minik bedeninin yanı sıra;

Sırma saçları,

Kocaman hayalleri,

Hayat dolu gülüşü,

Doyulmaz güzelliği…

Kurtuldu ona iyi gibi görünen canilerden, Narin’e her zaman seninleyiz yalanını söyleyenlerden.

Bıraktı yüreğimizde;

Kendisine özlem,

Yakınlarına öfke,

Hayata güvensizlik..

ŞEYDA YILMAZ...!

Soyadı gibiydi yılmadı, yılmazdı, şehit olduğu günde mücadele ettiği gibi.

Hayalini hayata çevirdi mesleğini yaparak. O ve mesleği var diye güvende hissediyorduk kendimizi ve en ufak bir tedirginliğimizde ona sığınıyorduk, huzuru sağlamaktı amacı ta ki kör bir kurşuna denk gelene kadar…

Daha yeni girmişti sevdiğiyle saadet yoluna, ümit doluydu vatanı için. Feda etmişti kendini toplum huzurlu olsun diye ama bıraktı geride;

Sevdiğini,

Sevdiklerini,

Vatan aşkını…

İKBAL & AYŞENUR

Uyandı bir sabah Türkiye dünyalar güzeli iki kızı, bağrından koparılmış halde. Ne çok emekle büyüttü kızını anne, kızı en iyi yerlerde okusun, vatanına milletine hayırlı evlat olsun diye. Kızı geleceğe çiçek olacak, güzel koku bırakacaktı daha. Bu hayalleri vardı annenin ama hiç olmayacak şekilde gördü dokunup sevmeye kıyamadığı kızını.

Koparılan sadece bir baş değildi.

Hayaller koparıldı.

Hayatlar koparıldı.

Umutlar koparıldı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.