Rıza Tekin
Hoş Geldin Eylül...
Yeni Bir Eylül Yeni bir Sonbahar. Eylül öyle bir ay ki geçen her güzel günü için ona minnettar olmak gerekliydi. Eylül esef ve özlem ayıdır, içine birkaç günlük kış hücumundan acı düştüğü için, insan o güzel havaların, devamlı yazın artık geçtiğini anlayıp esef eder ve özlem çeker. Alev rengi hüznüyle sonbahar dış mekânlar söz konusu olduğunda belli ki bana her defasında hep aynı duyguları yaşatıyor. Ayva sarı, nar kırmızı, keyifli bir ateşmiş Eylülde sonbaharı yaşamak. İç mekânlarımda açılıp kapanan beyaz ve ışıklı kanatları, sihirli rüzgârı, büklüm büklüm dalgalanan ipek bir şal gibi kayarak akıyor. Yaprak dökümü başladığında yeni bir hüzün kaplıyor yüreğimi. Eylülü şatafatlı bir ayinle karşılıyorum. İçimde kırık dökük cevapsız sorular yok. Bir önceki tren gitmiş, bir sonraki de gelmeyecek bir istasyonun yolcusu gibi de değilim aslında. Eylül hazan mevsimi olabilir, ama gelecek adına her zaman umut kaynağı olmuş bir aydır. Eylül ayını ayrı severim ne çok sıcak nede soğuk en güzel kartpostal fotoğrafların çekildiği zamandır.
Her mevsimin ayrı bir güzelliği vardır elbette ama Eylül ayının güzelliği herkes için ayrı bir özelliği vardır. Kimine göre hüzün kimine göre mutluluk verir. Sonbaharın gelişi ise bana huzur veriyor. Hayallerim, umutlarım bu ayda yaşamak istediğim güzel anlar var ve bu anları ölümsüzleştirmek için çabalarım. Çocukluğumun en güzel geçtiği kurumuş ağaçların altında yaprak dökümünü seyretmek için sabırsızlanıyorum. Rüzgârın uğultulu sesiyle Rengarenk düşen yaprakların güzelliği ve özlemi içimde ayrı bir hüzün ve mutluluk yaşatıyor. Demli çayın tadı bu mevsimde farklı gelir insana. Yağmurların başlamasıyla sevgili ile el ele tutuşup yürümek ona daha bir sıkı sarılmaktır sonbahar. Sokakta kestanecilerle karşılaşmaya başlamak demek sonbahar. Yaşamın her dönemi kendine has güzellikler barındırıyor. Bu güzelliklerden istifade etmenin en güzel ay olduğu şüphesiz ki Eylül ayıdır. Yaprakların döküldüğü mevsim olarak görünse de, esas sebebini Necip Fazıl ‘’Yaprak sıkılmıştı ağaçtan, bahaneydi sonbahar’’ deyişiyle sonbaharı da yaprağı da incitmeden şairane tarif ediyor. Kalpleri ısıtan o Rengârenk yaprakların asalet, sadelik ve zarafeti ortaya çıkardığı en güzel mevsimdir sonbahar. Sevmek ve Sevilmek için duyguların en zarifidir Eylül. Sonbahar bir şiirle karşılar, bir hüzünle konuk edilir, bir masalla uğurlanır.
Eylül’ü okurken; eski İstanbul’un perspektifi içinde betimlenen sonbaharı, eylül ayını ve yüz yıl öncesinin naif aşklarını; o bakışlarla yetinilen, küçük tesadüflerle mutlu olunan birliktelikleri garip bir biçimde içimizde hissederiz. Hava gittikçe serinliyor, durgun hava sanki hep su oluyordu; gece, berrak, altın pullu mavi tülleriyle titreyerek donuyordu. Ve çok Uzaktan bir tren sesiyle havada Rengârenk yaprakların birbiriyle kaçışması ve doğaya güzellik saçması apayrı bir görüntü oluşturuyor. Nice Eylül sabahlarının serinliğinde buluşmak dileğiyle iyi okurlar diliyorum.