Öldürmek marifet değil, yaşatmaya çalışalım!!!

 

  Son günlerde gündemden düşmeyen hayvanları koruma kanununa karşı her ne kadar ana muhalefet ve diğer parti ve gruplardan ses çıkmasa da toplumun her kesiminden ciddi bir muhalefet ve değişikliklere karşı tepki görüyoruz. Her şeyden önce değişikliği üzerine çalışılan 17 maddenin özetleyecek olur isek; Söz konusu değişiklik ile Kanunun sistematiği alaşağı edilmekte, tüm sahipsiz hayvanların (kedi, köpek, vb.) yerel yönetimlerce toplanarak, “kamu güvenliği, anatomisi bozuk hayvan “ gibi ucu açık ifadelerle “ötanazi” adı altında öldürülmesi yetkisi verilmektedir. Her şeyden önce, teklifin bu şekilde yasalaşması halinde ülkemiz tarihinde görülmemiş bir evcil hayvan katliamı yaşanacağı, bu şekilde ucu açık ifadelerin yetkililer ve uygulayıcılar tarafından büyük suiistimallere açık olduğu gözler önündedir.  

  Sokak hayvanı veya sahipsiz hayvan olarak adlandırılan canların bu durumda olmalarının temel nedeni doğal ortamlarından ve içgüdüsel hislerinden uzaklaştırılmanın kendi tercihleri olmadığı, doğal beslenme odaklarını yok ettiğimizden kaynaklı aç susuz ve sığınabilecekleri bir ağaç gölgesi veya kaya altı kalmadığından dolayı yaşadığımız kentlerin sokaklarında yaşamaya mecbur kalmalarından bir nevi yurtlarından edilmiş evsiz bırakılmış mülteci canlılar olarak ortak yaşama mecburiyetini dayatmamız sonucudur. Yani aslında plansız çarpık kentleşme sonucu ortaya çıkan önemli sorunlardan bir tanesidir.

  Hal böyle iken bu canlarla yaşamı paylaşma ve beraber, ortak bir yaşam alanı oluşturma mecburiyetindeyiz. Öteki durumda hayvanların aç susuz evsiz bir şekilde kalması sonucu hırçınlaşması, saldırganlaşmasını ve kendine doğru gelen saldırılara karşı kendini savunma öz savunma temelinde kendilerini korumaya yönelik tepkiler sergilemeleri de doğaları gereğidir. Böylesi bir tepki ve saldırı ile karşılaşmamamız için kısa bir hekim reçetesini düzenleme ihtiyacı hasıl olmuştur. 1. Öncelikli olarak bu canlara karşı merhametli olmalıyız.  Bu konuda Hz. Muhammedin “Merhamet edenlere Rahman da merhamet eder. Yeryüzündeki hayvanlara karşı merhametli olunuz ki, semadakiler de size merhamet etsin. “ diye buyurmuştur. 2. Beraber ve ortak yaşama kültürüne edinmeliyiz. Mahatma Gandhi : “Bir milletin büyüklüğü ve ahlaki gelişimi, hayvanlara olan davranış biçimi ile değerlendirilir.” 3. Yasa da belirtildiği gibi: Bütün hayvanlar eşit doğar ve bu Kanun hükümleri çerçevesinde yaşama hakkına sahiptir. 4. Yine yasada belirtilen yaşama hakkı güvence altına alınmalıdır: Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da, sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir. 5. Hayvanları “ötenazi “ adı altında öldürülmenin bu soruna çözüm olmayacağı. Çözümün sivil toplum örgütleri meslek odaları ve hayvan severlerin katılacağı düzenli kent planlamalarının yapılması hayvanlara doğal yaşamları oluşturmalıyız. Bakıma muhtaç ve hasta hayvanların rehabilitasyonları sağlanmalıdır. Düzensiz üremelere karşı planlı kısırlaştırma çalışmaları yapılmalıdır. Kısırlaştırılan hayvan sakinleşir ve huysal bir şekilde hayatına devam eder.  

 Yetkililere buradan dilsiz can dostlarımız adına seslenmek istiyorum. Öldürmek çözüm değil,  önemli olan yaşatmak ve yaşattırabilmek. Bizlerinde yaşamaya hakkımız var bunun için sizlerden duyarlılık bekliyoruz.  

  Son sözümüz; Hayvanların doğal yaşam alanlarını yakarak, yıkarak ya da kirleterek bozmadığımız, suni müdahalelerle doğal dengeyi bozmadığımız, tüm canlılarla uyum içinde yaşadığımız bir dünya dileğiyle...

  Saygılarımla...

Veteriner Hekim

6a56d3f8-a11d-491f-bb23-12c9d36bfbc9.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
1 Yorum