Rıza Tekin
AH İKİ BÜYÜK FELAKET
Bu sene memlekete kış gelmedi diye çok üzülmüştük. Birden kar yağdı ve her yer bembeyaz oldu. Gelinlik giydi sandık memleket. meğerse ülkeme kefen getirmiş. Acı bir tablo ve izleri bir ömür boyu silinmeyecek bir yıkıntı bıraktı üzerimize. onun için sevdiklerinize sıkı sıkı sarılın ölüm takvim kullanmıyor.
Merkez üssü Kahramanmaraş’ın pazarcık ilçesinde meydana gelen ve ülkemizin bir çok şehrinde ağır şekilde hissedilen ve büyük hasara yol açan asrın felaketi ne yazık ki tüm ülkemizi yasa boğdu. Kaygı endişemiz bir hayli artmış durumda olsa da ülke olarak hep birlikte bununda üstesinden geleceğiz inşallah. Öyle bir felaket ki geçmişle yüzleşip tedbirler almalıyız. Devletimiz tüm kamu kurumlarıyla ve aziz milletimizin iradesiyle felaketin yaşadığı ilk günden bugüne kadar yediden 70’e herkes elini değil yüreğini taşın altına koyarak destansı bir mücadele sergilediler. Bu felakete canları pahasına fedakarca mücadele eden herkesten Allah razı olsun yüreğinize emeğinize sağlık.
Yaşanan bu felaket bir çok yakınımızı bizden aldı. Dönüş bileti satılmayan yolculuğa uğurlarken onları aslında sadece bedenlerini toprağa teslim ettik oysa ki yüreklerimizde hep yaşıyor ve yaşayacaklardır. Deprem öyle bir etki yarattı ki insanda fakir ile zenginin aynı ateşte ısındığı maddi değerlerin farklı ama manevi değerlerin eşdeğer olduğu bir ders niteliği öğretti bize adeta. İnsan her şeyi kazanabilir güç para şöhret itibar ama kaybettiklerini bir daha kazanamıyor. Çünkü toprak aldığını geri vermiyor yazık ki. Molozlar taşınıyor olsa da felaket tüm yıkıntı ve acılarıyla içimizde hala. Yapı denetimleri bir an önce hızlandırılmalı ve ALLAH korusun oluşabilecek yeni bir felaketin önüne geçmek için acele etmeli. Depremde evini kaybetmiş insanlarımızın barınma sorununu çözmek için yeniden imarı önemlidir. Bu kapsamda bilim insanlarının görüşleri mutlaka alınmalıdır. Mikro bölgeleme çalışmasına öncelik verilmeli, depremlere dayanıklı binalar bilime uygun bir şekilde inşa edilmelidir. Hep birlikte bu felaketin üstesinden geleceğiz inşallah. Küçücük çocuklar kumbaralarını kırıp harçlıklarını verdiler, Maraştaki Hatay’daki Antepteki Adıyamandaki kardeşleri aç kalmasınlar diye pişirdikleri tandır ekmeğini kilometrelerce sırtında taşıyıp yüreğinden merhametini ve sevgisini eksiltmeyen o eli öpülesi teyzeler, enkazda canla başla mücadele eden o kahraman yiğitler hakkınız asla ödenmez Allah her birinizden ayrı ayrı razı olsun inşallah. Dilim, elim, kalemim varmıyor bu felaketi yazmaya anlatmaya. O soğuk hareketsiz bedenlerin enkaz altında olduğunu görmek tarif edilemez bu acıyı hangi kelimelere sığdıracağımı bilemiyorum. Hangi yürek dayanabilir ki bu yolculuğa. Biz sizleri toprağa değil kalbimizin en derin yerlerine kazıdık ve sonsuza dek orada yaşayacaksınız. Rabbim mekanınızı cennet peygamber efendimize cennette komşu eylesin inşallah.
Zaten insan dediğin nedir ki? Hayattayken varızdır; ölünce sesimiz bu boş kubbede bir hoş sada olarak kalır…