Hayat çok değerli. Vaktimiz çok kıymetli. İzlediğin, takip ettiğin, merak ettiğin tüm ilgi alanına giren her şey sana ne veriyor? Yaşamına ne katıyor? Seni bulunduğun yerden alıp hangi basamağa koyuyor? Sana nasıl haller yaşatıyor? Yaşadığın o halleri nasıl değerlendiriyorsun? Ruhuna ne katıyor? Seni değiştirmeye muktedir mi? Örneğin kişisel gelişim ile ilgili bir kursa katılıp saatlerini harcıyor ve bir sertifika alıyorsun ayrıca maddi olarak da inanılmaz rakamlar ödüyorsun. Peki hayatında ne değişiyor? Sana farkındalık olarak ne katıyor? Seni farklı bir farkındalık kavrayışına ulaştırıyor mu? Yoksa o zaman diliminde kalıyor ve sen yine aynı sen olarak mı devam ediyorsun hayatına?

Bu sorular çok iyi tahlil edilmeli ve cevapları mutlaka verilmeli kendimize.

Haftada bir de olsa bir sentez yapmak gerekiyor. İnsanın hafta da bir de olsa bir saat ya da yirmi dakika kendine zaman ayırması çok önemli.

Kendini gözlemlemesi lazım. Bu kendisi için bir yatırım. Kendine yatırım yapmak en büyük erdemdir.

Bu bilgilere nasıl ulaşacağım ve kendim için neler yapabilirim? “Ulaşmak evet de ne yapacağım? Nasıl olacak bu iş” diye hala sorulara devam ediyorsan şöyle devam edelim.

Bilgelik yolculuğuna “Ben Kimim?” diye sorarak çıkılır. Ve Sonsuza kadar “Ben Kimim?” diye devam edilir. Bu soru insana yeni kapılar açar, ufku genişletir, yeni fikirler kazandırır, sezgileri güçlendirir, ilhamları davet eder. Sezgi ve Tahayyüller insana onlarca kapı açar.

Hakikatte İnsan nasıl olmalıdır sorusunun cevabı şöyledir: İnsan ve Ahlakı olmadıkça yaratım da olmayacaktır. Dünya ve Beden dolayısıyla yaşadıklarımız birer hayal olmaktan ileri gidemeyecektir. Yemek içmek çiftleşmek sadece birer hayal ürünü. Sadece akledenler, düşünenler, yeni fikirler üretenler, düşüncede devrim yaratanlar ancak İnsan sıfatı ile donananlardır. Ve onlar Çağı taşıyacak olanlardır.