Çiftçi üzümünü 7 yıl önceki fiyata satamıyor
TARİŞ’in fiyat açıklamaması ve üzüm fiyatlarının bir liranın altına düşmesinden şikayetçi olan üzüm üreticilerinin yüzü gülmedi. Üretici Hüseyin Elmas, 7 yıl önce 2 liraya sattıkları üzümü, ellerinde kaldığı için şimdi bir liraya sattıklarını söyledi.
Çiftçilerin yüzünün gülmediği Türkiye’de, üzüm üreticisi de payına düşeni aldı. Üzüm üretiminde İzmir Ticaret Odası’nın rekoltenin yüksek olduğunu açıklamasının ardından Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (TARİŞ) Üzüm Birliği fiyat açıklamasında bulunmadığı için, fiyatlar dibe vurdu. Üzüm üreticisi 5 lira fiyat beklerken üzüm, bağında 80 kuruşa kadar düştü.
Yüksek maliyetle üretim yaptıklarını belirten çiftçiler ise, TARİŞ’in fiyat açıklamamasına ve üzüm ihracatının yapılamamasına tepkili.
Manisa'nın Türkmen köyünde üzüm yetiştiriciliği yapan Hüseyin Elmas, 2 yıldır üzüm fiyatları nedeniyle yüzü gülmeyen çiftçilerden.
Manisa’da 8 yıldır 17 dönümlük üzüm bağında çiftçilik yapan Elmas, hava şartları ve ihracatın olmaması nedeniyle üzümün yok pahasına satıldığını söyledi. Her geçen yıl bir önceki yılı aradıklarını söyleyen Elmas, üzüm yetiştirmenin masraflı olduğunu kaydetti. Bağın bakım ücretleri ile yakıt masrafı ve işçilik masrafının üst üste getirildiği zaman üzüm fiyatının 5 liranın altında olmaması gerektiğini kaydetti. Üzüm yetiştirmek için Kasım ayında gübre atmaya başladıklarını ve ardından toprağı işlediklerini belirten Elmas, Nisan ayında da toprağı budadıklarını ifade etti. Üzümlerin tomurcuğa bağlandıktan sonra suyu ve ilaçlamasının yapıldığını dile getiren Elmas, Ağustos ayının sonunda üzümleri toplamaya başladıklarını dile getirdi. Yaşanan sürecin maliyetlerine dikkat çeken Elmas, "Bu sene bin 300 lira sadece ilaç parasına verdim. Bunun yanında toprağı iki sefer traktörle işliyor, diplerini açıyoruz. Mazot parası da bin lira falan gidiyor. Her yıl üzüm verimli olmuyor. Bu yıl ve geçen yıl daha çok tohur (çiçeğe başlama süreci) var; fakat sadece alıcı bulamıyoruz. İnsanların alım gücü düşmüş. Bundan 7 yıl önce kilosu 2 liraya satılıyordu. Şu an elimizde kaldığı için bir liraya veriyoruz. Devamlı sebze haline gidiyorum fakat komisyoncular bile satamadığını söylüyor" dedi.
Satışların olmamasını hem özelleştirmeye hem de Avrupa ile Türkiye arasında yaşanan olumsuz dış politikaya bağlayan Elmas, dış politikadaki yanlışların çiftçi ve üreticiye mal olduğunu vurguladı. İhracat yapılamadığını ve üreticinin iki yıldır toparlanamadığını belirten Elmas, "İhracat olsa yine üzümler biraz olsun tükenirdi. Bir diğer konu ise, birçok kurum özelleşti. Buraları kim aldı? Yabancı devletler aldı. Mesela TARİŞ markası özel bir kurum. Ne oluyor bu sefer yerli çiftçinin malını öldürüyor. 'Şu fiyata alınmayacak' söylemleri duyuyoruz. Piyasa allak bullak oldu. Bu şekilde nereye kadar gider bilmiyoruz ama husumeti biz çekiyoruz. Elimizde çok üzüm var. Neredeyse hemen hepsi çürüdü. Onları da pekmez yapacağız. Tabi bu da zor bir iş. Geçen sene yine elimizde kalan üzümleri pekmez yaptık yarısı elimizde kaldı. Onun da satılması zor. Fiyatların düşük olmasına rağmen yine de satış olmuyor. Geçen senelere rağmen en rezil dönemi yaşıyoruz" şeklinde konuştu.
Üzümlerin erken bozulmasındaki sebebin yağışların yeterli olmamasından kaynaklandığını söyleyen Elmas, geçen yıl belediyenin yardımıyla bir sondajın kurulduğunu söyledi. Deposu olmadığı için faaliyete girmediğini belirten Elmas, "Hiç bir işe yaramadı. Deposu olsaydı bağlarımıza su verirdik. Üzümler Ekim ve Kasım ayına kadar dayanırdı. Rahatlıkla gübresini, suyunu verebilirdik. Sulama olmayınca bu sefer gübre veremiyoruz. Şu anda susuzluktan dolayı bütün üzümler eridi, bozuldu. Daha önce hale elli kasa götürdüğümde arabadan indirmeden üzümler biterdi. Şimdi ise götürdüğümüz üzümleri geri getiriyoruz" diye belirtti.
Üzümleri tohur olarak bir ay öncesinden sattıklarını söyleyen Elmas, "Alıcı üzümü satamayınca kesmiyor. Bu sefer bir ay sonra üzüm bozulmaya başlıyor. Üzüm yetiştiren bütün çiftçiler bu yaşananlardan şikayetçi. Bunun yanında soğuk hava depomuz da yok. Olsa üzümleri güzelce ambalajlarında soğuk hava deposunda korusak yılbaşına kadar dayanır. Aralık ve Ocak ayında çıkartırız o zaman yavaş yavaş değerlendiririz. Fakat bunu yapmaya imkan yok. Zaten çiftçi masrafını kurtaramıyor. Soğuk havayı almak çok zor. Artık devlet mi, belediye mi yardımcı olacak, birileri yardımcı olmalı. Bu konularda çiftçiye yardım gelmiyor. Gerek pazarlama olsun, gerekse satışlar konusunda hiç bir yardım olmadı şu ana kadar. Taleplerimizi sürekli muhtara söylüyoruz. Gidip söylüyor mu? Söylemiyor mu? Bilmiyoruz" dedi.
‘FARKLI ALTARNATİFLERE BAŞVURACAĞIZ'
Yaşanan bu sıkıntıları çiftçiler olarak Ziraat Odası Başkanı ile görüştüklerini ve buna rağmen bir alternatif bulamadıklarını belirten Elmas, "Ziraat Odası Başkanı bize konuşuyor fakat bir çözüm bulamıyor. Herkes dinliyor, konuşuyor fakat bir çözüm olmuyor. Böyle olunca konuşmanın bir yararı olmuyor. Ziraat Odasına üyeyiz aidatımızı ödüyoruz fakat taleplerimiz karşılanmıyor. Böyle giderse sesimizi duyurmak için farklı alternatiflere başvuracağız" dedi.