Kriz sahabeler döneminde hurmayla oruç tutmaktı. Kriz Çanakkale’de bir tas hoşafa hasret, bir dilim ekmeğe özlemdi…
Bugün dünyanın her bir çeşit nimetine elimiz rahatlıkla ulaşıyor mu? Ulaşıyor. Az çok alabiliyor muyuz? Alabiliyoruz. Dün muz, şeftali, avakado vb. meyvelere sadece bakabiliyorken veyahut duyabiliyorken. Bugün rahatlıkla ulaşabiliyor, toplayabiliyor, tüketebiliyoruz. Baklagiller hakeza, giyim hakeza…
Nimette kriz yoktur. Allah’ın dünya sofrası zengindir. Aklımızın hayalimizin ulaşamayacağı nimetlerle dolup taşmaktadır.
Kriz biz kullarda var. Nimete şükürsüzlük, aza-çoğa kanaatsızlık var. Maddiyatta israfı, savurganlığı yaşayanların hayatını yaşama arzusu, hevesi var. Bolluğu, çokluğu, bereket zannedip, mal mülk biriktirme, yükseltme fikri var.
Dün tarlasında, toprağında, işinde, gücünde; ter ter akan beden, rızkına alın terini katan mazimiz, bugün sırt üstü uzanan, hazır lokmaya (babanın mirasına, birikimine) konan, bunu da az bulup maneviyatı unutan, yatırımını okey salonlarında, fuzuli tüketimlerde yarışan geleceğimiz var.
Kriz yoktur. İsraf vardır. Bir telefonun alıcı kısmından alo, efendim, kimi aramıştınız? Sözcüğü kullanmadan, bir üst modele göz dikmek var. Pantolonun ütüsü bozulmadan Gardolabın kapısını etiketi koparılmayan son moda elbiselerden kapatmamak var. Perdeyi aydan aya değiştirmek, makyaj setini açmadan rengini, modelini, markasını beğenmemek var…
Kriz yoktur. Savurganlık vardır. Ekmeği çöpe, aşa bayat deyip dökmek var…
Kriz yoktur. Bencillik var, Aç gözlülük var, paylaşmayı, bölüşmeyi unutup, “Rabbena hep bana” var…
Kriz BEN kelimesine yapışanlarda var. BİZ sözcüğünü kullananlarda bulamayız.
Kriz yoktur. Birey ve toplum olarak tembellik var. Pasiflik var. Üretmeden tüketmek var. Dünya belgeli sigortalı iş bulup; işten, Allah’a ibadet ve itaatten ırak durmak vardır…
Selam ve dua ile…