Meyhaneleri efkar bastı: Şimdi ne olacak?

Meyhaneleri efkar bastı: Şimdi ne olacak?

Korona virüsünden etkilenen işletmelerden biri de meyhaneler ve barlar. Yıllardır zor koşullarda ayakta tutunmaya çalışan bu mekanlar şimdi salgın sonrası dönemde neler yaşayacaklarına dair endişeli.

İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde bulunan Meclis meyhanesi zor günler yaşayan mekanlardan sadece biri. Mekanın işletmecisi Cihan İlter, hükümetin politikaları nedeniyle salgından önce de zor günler geçirdiklerini söylüyor.

İlter, şimdi daha da zor günlerin geleceğinden endişe ediyor. Bunun nedenlerini şöyle anlatıyor: “Hükümetin politikaları gereği meyhaneler uzunca bir süredir ciddi anlamda baskılanıyor durumdaydı. Salgın süreci ile birlikte toplumsal yaşamın biraz da olsa nefes aldığı alanlar bir anda yok olmuş durumda. Bizler hem bunun ekonomik kısmıyla cebelleşirken bir tarafıyla da bundan sonra nasıl bir uygulama süreci yaşanacağını merak ediyoruz. Sosyal mesafe başlığı meyhaneler açısından bir ok haline gelebilir. Sosyal mesafeyle meyhanelerde masa sayılarını yarıya düşürmek isteyebilirler. Ayrıca meyhanelerin açılmasına salgından uzun bir süre sonra izin verebilirler. Bu süreçler de zaten meyhanelerin istenmediğini net olarak gösterecek. Bu durum bar ve meyhane emekçilerinin işlerini ve ücretlerini kaybetmlerine neden olur.”

Peki ne yapılmalı? İlter bu soruya şu yanıtı veriyor: “Bar ve meyhane çalışanlarının ciddi anlamda korunuyor olması gerek. Onlara ekonomik anlamda ciddi destek sağlanmalı. Bar ve meyhane çalışanlarının yanı sıra günlük yevmiyelerle hayatlarını devam ettiren müzisyenleri de işin içine katmak gerek. Bu işin bir de kira kısmı var. Şu an fahiş miktarda kiralar ödeniyor. Bunlar tam kapasiteyle talep ediliyor. Bu kiraları zaten zar zor ödemeye çalışırken sosyal mesafe için masa sayısını yarı yarıya düşürmek ödemeleri daha da zorlaştırır. Bu nedenle kiraların da yarı yarıya düşmesi sağlıklı olur. Halk sağlığının uygulanabilirliği üzerinden de bu işin tek başına işletmelere bırakılmaması lazım. Halk sağlığı kurullarının bu mekanlarda çalışması ve bunun da şeffaf bir şekilde denetlenebiliyor olması lazım.”

Kadıköy’ün işlek mekanlarından biri de Neva. Mekanın işletmecisi Ali İktu da zor günlerin kendilerini beklediklerini düşünüyor. İktu, “Bizim işletmelerde sosyal mesafeyi nasıl koruyacaklar?” sorusunu sorarken bu durumun kendilerini hedef haline getirebileceğinden de endişe ediyor: “Zaten bir masada 4 kişi oturuyor. Burada sosyal mesafe nasıl sağlanacak? Her şey tedbirlerle normal bir şekilde devam etmeli. Zaten bizim gibi işletmelere karşı oldukları için bu durumu bir fırsata da çevirebilirler. Kiralarımızı çok zor koşullarda ödüyorduk. Artık mal sahibinin insiyatifine kaldık. Eğer bu zor günlerin kiralarını bizden almasalar ayakta kalabiliriz. Hiç kimse sevdiğinin ölmesini istemez. Biz de sevdiğimizin ölmesini istemiyoruz. Biraz sabredeceğiz. Bu salgın bittikten sonra herkesi mekanlarımıza davet ediyoruz.”

Beşiktaş’ta Abbas adındaki barı işleten Arzu Yıldız ise vergi ve SGK ödemelerine dikkat çekiyor. 6 yıllık işletmeci Yıldız, mekanı ilk açtıkları gün ile bugün arasında 3 katı fiyatla karşılaştıklarını söyledi. Yıldız şöyle konuşuyor: “Artık sattığımız bir fıçı kâr getirmiyor. Korona günlerinden sonra bunlara fiyat artışı olacak mı? Maliyetlerin bu kadar yüksek olduğu bir sektöre bir de kazancımın yüzde 70’ini vergi olarak ödüyorum. Son bir yılda bunu çok net görüyorum. Banka hesaplarını takip ettiğimde ödemeler dışında birikim yaptığımız bir para kalmıyor. Giderimiz gelirimiz çok ucu ucuna… Karantina kalktığında kendimizi nasıl bir ortamda bulacağız bilmiyorum. Son haftalarda mekanı açtığımızda zor günler yaşadık. Örneğin 15 Mart’ta sadece 13 kişi mekana uğradı. Beşiktaş son haftalarda olmadığı kadar sakindi. Mekanı açtıktan sonra insanlar bize gelecek mi? İnsanlar çıkacak ama mekanlara gelecekler mi? Bunlar soru işareti. Bir mesafe kuralı getirecekleri belli. Bunun uygulanması, masaların yarı yarıya azalması demek. 6 kişi birlikte mekana geldiğinde bunların arasına sosyal mesafeyi nasıl koyacağım? 4 müşteri geldiğinde birer sandalye boş mu bırakacağız?”

Yıldız şöyle devam ediyor: “Karantinadan önce mekanda özel ilaçlamalar yaptık. Olabilecek her yere dezenfektanlar koyduk. Barı zaten her akşam çamaşır sularıyla yıkıyoruz. Mekan hijyenine önem vermek gerekiyor. İlaçlama her hafta yapılabilir. Gerekli merciler bunun kontrollerini yapabilir. Her gün işyerine polis ve zabıtaların gelip içerde bir kontrol mekanizması kurması ürkütücü olur. Mekan sahipleri üzerinden bu kontroller yapılabilir. Alkol dışında yüzde 8 katma değer vergisi veriyoruz. Diğer işletmeler yüzde 8 vergi verirken biz yüzde 18 vergi ödüyoruz. Normalleşme başladığında cirolarımız yarı yarıya düşecek. Ama biz 3 ay sonra bu ödemeleri yapmaya devam edeceğiz. Hem de faizleriyle birlikte… SGK ve vergi ödemeleri için yapılandırma yapmaları lazım. Biriken borçlarımızı daha rahat böylece ödeme şansımız olur.”

Beyoğlu’nda Müşterek meyhanesini işleten Emre Süvari ise bu sektörün uzun bir süre belini doğrultamayacağını düşünüyor. Yükselen alkol fiyatları ve gıda ürünlerdeki enflasyonun meyhane gibi birçok işletmenin hayatta kalmasını zorlaştırdığını belirten Süvari şöyle konuştu: “İşletmeler zaten kör topal yol almaya çalışıyorlardı. Salgının doğrudan sosyalleşme alanlarını etkilemesi kaçınılmaz bir sonuç. İnsanların bir arada oturdukları ve uzun zaman geçirdikleri mekanların bu gibi süreçlerde kapalı kalması doğru karar. Biz işletme olarak anlayışlı bir mal sahibine sahip olduğumuzdan büyük bir kriz yaşamadık. Ama bu sadece bizim şansımız. Çoğu işletme kira, fatura, maaş gibi giderlerle boğuşuyor bu süreçte. Maalesef kapalı kalan işletmeler için kapsamlı bir destek paketi yok. Yasaklar bittikten sonra şimdi ödenmeyen maliyetler önümüzdeki süreçte işletmeler için çok büyük bir yük olacak.”

Süvari, kapalı kaldıkları süre içerisinde müşterilerinden de çok sayıda geri dönüş aldıklarını söylüyor: “Ayrıca gece hayatında çoğu çalışan güvencesiz çalışıyor, yevmiyeli kazanç sağlıyor. Bu süreç bu insanlar için tam bir yıkım oldu. Geçim kaynakları tamamen işletme sahiplerinin insafına terk edilmiş. Müdavimlerimizden nostaljik ve hüzünlü geri dönüşler alıyoruz. Herkes bir şekilde çok özlüyor ve eski günlerin geri gelmesini hayal ediyorlar. Doğrudan maddi destek dahi teklif eden müdavimlerimizin olması bizi mutlu ediyor. Biz de dişimizi sıkmaya çalışıyoruz. Bu yaşanan krizden sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını düşünüyorum. Toplumsal psikoloji insanları uzunca bir süre sosyalleşmekten ve kalabalık mekanlara girmekten alıkoyacak. Ayrıca işletmelerden masa sayısını düşürmeleri de mesafelenmeyi arttırmaları istenecek. Bunların hepsi anlaşılır durum ve kararlar tabii ki. Ama işletmeler açısından yük çok ağır olacak. Hele ki eski borçlarının altında kalan mekanlar için… Bu yüzden uzunca bir süre bu sektörün belini doğrultabileceğini düşünmüyorum.” (DUVAR)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.