En uzun gecede dünyaya gelmek şans mıydı? Ya da annemin dünya saatinden daha uzun süren gecesinde, onun için nasıldı ki? Sadece mini minnacık bir bebek için çekilen sancıları ve o en uzun gecenin sabahında, her gün bir dakika uzayan günlerde, benim ömrümden bir gün eksilmesi, hangi takvimin çapraz adaletsizliği idi.
“Şeb-i Yelda’yı müneccimle muvakkit ne bilir
Müptelayı gama sor kim bilir geceler kaç saat?” (En uzun geceyi; işi onu hesaplamak olan müneccime, muvakkite sorma, onlar bilmez. Gecelerin kaç saat olduğunu, gama tutulmuş olana sor) Klasik şiirimizin ölümsüz beyiti bu gece için en anlamlı şiirlerinden biri.
En uzun gece, tüm dinlerde özel bir anlam ifade eder. Hristiyanlıkta Şeb- i Yelda “Doğum” anlamı taşır. Buradaki kasıt Hz. İsa’nın doğumudur.
Sadi Şirazi ise; “Yüzüne bakmak Nevruz’un şafağını görmek gibi
Senden ayrı kaldığı her gece de bir Şeb-i Yelda.” Çelişkili kavramları sözcüklerle süsler. Oysa ki; sadece bir zaman, bir an belki bu kadar üzerine yazılıp çizilen…
Bir kız çocuğu dünyaya gelmiş o gece, binlercesiyle birlikte.
Ne nar kırılmış ne karpuz yenmiş. Ne Leyla Mecnun kavuşması ne de dertli bir aşığın sabaha ermeyen gecesi. Ne kötülük tanrısı “Ehrimen” zulmünü arttırmış ne sabahında “Yezdan – Hürmüz” doğacak gecenin sabahına yardıma gelmiş. Ne Sümer Mitolojisindeki güneş ve ışık tanrıçası “Mitra” orada. Ne Yunan’daki “Kranos Bayramından” haberim yok. Ne Yahudilerin Işık Bayramını biliyorum. Ne İran’da Azerbeycan’da kırılan nar ya da karpuzu gördüm.
O upuzun geceyi sadece ve sadece annemin yaşadığını düşünür oldum. Benim için çektiği sancılarda, en uzun geceyi seçmiş olması da Rabbimin bana armağanı bu özel gece.
“Ey Şeb-i Yelda hamile bir kadın gibi umut taşırsın aslında rahminde… Leyla ki “gece” demektir. Mecnun’dan hamile; elbet aşk doğacaktır neticesinde. Ama o doğana kadar geçenler yok mu, zaman uzar da uzar. Leyla’nın kuzgun karası saçları gibi uzar da adını uzun anlamında “Yelda” koyarlar. Halbuki “evlat” demektir Yelda. Güzel mi güzel bir kız evlat…”
Annemin hediyesi ise o gece anneliği tatmış olması. Her yıl yaşanan Şeb- i Yelda’yı ben ilk kez yazmak istedim sadece kendim için…