Her yıl olduğu gibi birilerinin yine ellerinde karanfiller, daha önceden hiç görmedikleri, seslerini duymadıkları, belki de seslerini duymak istemedikleri, ne tür sorunları olduğunu bilmedikleri kadınlara güler yüzle ziyaretlerini yaptığı gün geldi çattı. 8 Mart Dünya Karanfiller günümüz mübarek olsun !

   Sorsanız 8 Mart’ın anlamını bilmezler, neden her yıl anma yapıldığını bilmezler. Şenlikler kurulur, tüm kadın sorunları unutulur bayram havasında geçilir 8 Martlar ellerinde karanfillerle birilerinin.

   İş verenlerin, siyasetçilerin, bazı yapıların ellerinde karanfillerle, emek sömürüsüne uğrayan kadınlara yaptıkları ziyaretleri reddediyoruz. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’dür. Evinde çocuğuna bakan, ev işini yapan, iş yerinde mobbinge uğrayan, erkeklere oranla daha düşük ücretlerle çalışan, karar alma mekanizmasından dışlanan ama getir götür işleri yapmak zorunda kalan kadınların günüdür, sokaklara çıkıp haklarımızı haykırdığımız gündür. Ellerinde karanfiller istemeyiz siyasetçilerin, ellerinde not defterleri bekleriz, sorsunlar sorunlarımızı, çözsünler eşitsizlikleri. Bilmezler belki, belki de unutmuşlardır 8 Mart’ın ne olduğunu hatırlatalım tekrar.

   8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 120 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katıldı.

   26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Internationaler Frauentag" (International Women's Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.

   Haklarını arayan ve bu uğurda canlarından olan kadınların anısına, kadınlara armağan edilmiş gündür bu gün. Bizim hediyelere, çiçeklere ihtiyacımız yok. Bizler, bizlerden alınan haklarımızın peşindeyiz. Bizler toplumsal cinsiyet normalarınızla evlere hapsedilmiş kadınlarız. Bizler ‘sana güvenirim ama çevreye güvenmem diyen ‘ düşüncelerle büyütülmüş ve sosyal alanlardan dışlanmış kadınlarız, bizler doğurganlık gibi mucizevi bir olayı gerçekleştiren ve bu mucize sonucu evlerine kapatılan kadınlarız, bizler saçı uzun aklı kısa söylemlerinizi dilden dile dolaştırıp insanlığı sorgulanan kadınlarız, bizler elinin hamuru ile erkek işine karışma kısıtlanmaları ile hayatlarını sürdürmüş kadınlarız, bizler bilimsel çalışma yapamayacağını iddia ettiğiniz ve bilimi erkeklere armağan ettiğiniz ve ‘bilim adamı kavramı çıkarttığınız ancak bu kavramı yok sayan ‘bilim insanlarıyız ‘, bilim kadınları demedik kendimize, çünkü bildik mesleklerin cinsiyeti olmadığını. Bizler metalaştırılmış, cinsel bir obje olarak gördüğünüz kadınlarız, bizler yemeğin tuzu az olduğu için dövdüğünüz kadınlarız, bizler siyasi partilerde ‘kadın kolları ‘ alanında çalıştırdığınız hatta çok çalıştırdığınız ama seçim dönemlerinde aday göstermediğiniz kadınlarız. Bizler kadın konferansı düzenlediğiniz ama konferansta bulunmayan, haklarında yasalar düzenleyen ama kendilerine danışmadığınız kadınlarız. Peki ya siz kimsiniz ? Siz kendinizi sorgulaya durun ben bizden biraz daha bahsedeceğim.

   Biz ‘Dünya’nın ilk kadın Programcısı olan, günümüz bilgisayarının temelini oluşturan Ada Lovelace, hayatını bilime adayan ve bu uğurda ölen Nobel Ödüllü Mariea Sklodowska Curie, HIV visürünü tanımlayan Françoise Barra-Sinoussi , Tıp araştırmacısı ve Nobel ödüllü Rita Levi-Montalcini , islam tarihindeki ilk hemşire, dünyanın ilk hastanesinin kurucusu olan kadınlarız.  Avrupa Yıldızlar ve Gençler Eskrim Şampiyonası'nda altın madalya kazanan Nisanur Erbil, Üniversitelerde rektörlük yapan, başbakanlık, cumhurbaşkanlığı, milletvekilliği yapan kadınlarız. Bizler temizlik görevlisi olarak çalışabilir aynı zamanda ülkeleri de yönetenleriz. Bizler cinsiyet eşitliği savunan ve hayatını eşit haklarla devam ettiren kadınlarız.

   Bizlerin ne yapıp yapamayacağına ancak bizler karar verebiliriz. Haklarımızı bizler doğduğumuz gün edindik, bunlar bize bahşedilmedi çünkü biz her şeyden önce insanız. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde karanfillerinizi reddediyor sokaklara çıkıp haklarımızı savunmaya devam edeceğiz. Karanfiller dalında daha güzeller, biz de haklarımızla daha güçlüyüz.

   Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz Kutlu olsun!