Söze nereden başlayacağımı bilemiyorum. Dün akşam İstanbul’dan gelen acı haberle yıkıldı adeta bu şehir. Siz buna kader mi dersiniz? Yoksa başka bir şey mi dersiniz? Ama şu bir gerçek ki o samimi gülüşüyle hafızalardan asla silinmeyecek bir etki bıraktı. Bu şehir yasların en büyüğünü yaşadı bugün. Dönüş bileti satılmayan son yolculuğuna uğurlarken sevgili Şiyar onu uğurlamaya gelen kişilerin gözlerinden akan yaşlar bir sel gibi akıp gidiyordu. Buna yürek mi dayanılır? Toplum içindeki saygınlığı, sevgisi ve hoşgörüsü ile her zaman milletin takdirini kazanmıştı. Güler yüzündeki tebessümünü hiçbir kelimeyle anlatamayacak kadar zorlanıyorum şu an. Daha çok erkendi be can dostum, kardeşim… unutulması asla mümkün olmayan ve silinmeyen bir acıyı daha yüreklerimize kazıyarak sessiz sedasız bu dünyadan göç ettin. Bu dünyada seni hep o güler yüzünle hatırlayacağız. Dayanışman ve misafirperverliğinle bu şehirde haklı gururunu yaşayan nadir insanlardan biriydin sen. Halktan biri olduğunu yüreğindeki sevgiyle bunu kanıtlamıştın her zaman. Eylül yine umut getirir diyorduk yine olmadı. Yine hoyrat yüzünü bize gösterdi. Bugün bu şehirde kelimeler boğazda düğümlenmiş hiç kimse yutkunamıyor. Ah be dostum yasa boğdun seni sevenlerini. Ve yine Kürtçe söylendi yürekleri delik deşik eden nağmeler. Dillerden düşmeyecek ağıtlar yazdırdın bugün. Hayallerini gömdün bir avuç toprağa. Zaten insan dediğin nedir ki? Hayattayken varızdır; ölünce sesimiz bu boş kubbede bir hoş sada olarak kalır…
Ve madem ki bir gün ölüm mukadder,
Ben sularda batan bir ışık gibi,
Sularda sönmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum.
(Nazım Hikmet)
Bütün gün fotoğraflarına bakarken o güzel yüzün bir an olsun gözlerimin önünden gitmedi. Doğru ölüm herkes için vardır fakat; ne yapayım işte inanasım gelmiyor. Bugün bizi bırakıp gittin. Bu şehirde bugün ağlamayan insan kalmadı adeta. Sevenlerini bırakıp gittin ama her zaman gönüllerde hatırlanacaksın. Bugün belki de hayatımın en acı verici, en çaresiz ve en yürek burkan günü olarak kalacak. Hala düşündükçe kendimi ağlamaktan alamıyorum. Dilim, elim, kalemim varmıyor seni anlatmaya. O soğuk hareketsiz bedeninin ölmüş olduğunu görmek tarif edilemez bu acıyı hangi kelimelere sığdırabilirim ki. Hangi yürek dayanabilir ki bu yolculuğa. Biz seni toprağa değil kalbimizin en derin yerlerine kazıdık ve sonsuza dek seni insanlara bir ikram olarak verdiğin gülüşünle hatırlayacağız. Bundan sonra yokluğunla hayata devam edeceğiz. Sen bize yol gösteren en iyi insandın. Seni asla unutmayacağız…
Rabbim mekanını cennet, peygamber efendimize cennette komşu eylesin inşallah.
Uğurlar olsun sevgili Şiyar!