(MAHZA) "Kendi İçinde Yalnız Biri”

 

 Yalnızlığın vücut bulmuş haline bürünürken ruhum, kabuğuna çekilmiş kendi içinde yalnız biriyim. Güneşi yutmuş gibiyim günlerim ise karanlığın dehlizlerinde saklanmakla vakit geçiriyor. İçim yangın yeri adeta, geceleri yıldızlara çobanlık yapıyor yalnızlığım. Sihirli sözcüklere sessizliğimi fısıldarken devrik bir cümle gibi hayatın ortasında kaldım. İçimde yanan aşk ateşinin közlerinde pişen hissiyatım ve gönlümü talan eden yârin hasreti ayrı bir yaradır dünyamda. Semtime hiç uğramayan sevgi rüzgarlarına tanıklığım var. Yalnızlık sahilinde uçan turnaların kanatlarına emanet ettim duygularımı ve hiç kimseye söyleyemediklerimi. Bir ağacın serin gölgesine bütün umutlarımı itiraf ettiğim günün tebessümünü yârin gamzelerinde saklıyorum. Yorgunluğumun altında ezildikçe ezildi iyi dileklerim. Ne kesintisiz akıp giden hayatın içinde hayallerimi yüzdürebildim ne de durmak bilmeyen zaman tünelinde yol alırken bir çıkış kapısı bulabildim. Bir geminin kayıp limanında demirlendi bütün umutlarım ve geriye dönen hiçbir senem olmadı onca yalvarışlarıma rağmen. İnsan kendi içinde kimsesiz olduğunu hissedince kalabalıklar arasında olsa da yine de tek ve yalnızdır. Yalnızlık çiçeğinde de açılıp solmak istemediğimi de biliyorum, çünkü bu beni benden alacak bir ölüm olur. Daracık sokakların arasında sıkışmış bir hayat serencamım var sanki, gönlüm garip, hayatım garip, dünyam garip gidiyor öylece günlerim ufukların ardından kaybolup gidiyor.
 Gülünce yüzüne yansıyan tebessüm ve gamzelerinde saklı içinin güzelliği kendini açığa çıkarıyor. İnsana umut veren, güven tazeleyen sevinç ve mutluluk dolu bir anı yaşatıyor varlığın. Yüreğinin sımsıcak oluşu ve saf duygularının tesirini yansıtan merhametli bakışlarında insanı kendine bağlayan, bağrına basan bir duruşun var. Kara kaşlı ceylan gözlerindeki masumane bakışlar gönülleri eriten bir etkisi ise hiç saklı değil. Işıltılı kahve ve kestane rengi karışımı gözlerinde karanlık günlerin karamsarlıkların semtine hiç uğramadığı bir özelliği var. Herkese karşı sımsıcak, samimi ve özü sözü bir olan yapın hemen göze çarpıyor, saklamıyor kendini. Bir tatlı sözle içten gelen bir adıma sen koşarak yürüyorsun, hiç kimseye hayır diyemeyecek kadar temiz vicdanın seni çoğu zaman yenilgiye uğratmış gibi yorgun. Sevdiklerinin sende bıraktı acıya ve içinde kanattığı yaraya bile zamanı gelince tuz basıp duruşundan asla taviz vermeyen dağ gibi bir karaktere sahip. Kabuk bağlamayan gönlündeki sevdalar seni yoruyor kimi zaman. Araf’ta bir ikilem içinde yaşıyor gibisin. Anka kuşu gibi gaganda taşıdığın boncuk boncuk sevgi sözcükleri herkese Kaf dağına ulaştırmak kadar hayali geliyor. Ellerinle sunduğun manevi cenneti elinin tersiyle iten talihsizler çevrende dört dönüyor. Uçsuz bucaksız çöllerde kaybolan merhametin, sevginin ve aşkın sen altın tepside sunarken senden uzaklaşanları bile silemiyorsun hayatından..

Ve sarımsı kumral saçların buğday tenine o kadar uyumlu ki elma yanaklarını açığa çıkarıyor. Güzel kıyafetlerin içinde masaldan çıkmış gibi zarif ince ruhlu Selvi boyunla seni hayal ettiğim de perileri kıskandıran güzelliğin göz alıcılığını hala kuruyor. Seni ilk gören kocaman gözlerini fark ediyor hemen ve içinde kayboluyor adeta. Baykuş gibi bakışınla seni göreni utandıracak bir güzelliğe ve etkiye sahip.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.